Bir kere daha şehit haberi ile yüreğimiz acıdı.
Gazetelerde çıkan haberi okudum, şöyle diyordu:
MSB’den yapılan açıklamada, bölücü terör örgütü (BTÖ) mensuplarınca Pençe-Kilit Operasyonu bölgesindeki bir üsse sızma girişiminde bulunulduğu, çıkan çatışmada Piyade Sözleşmeli Er Salih Ay’ın şehit olduğu belirtildi.
Aynı açıklamada 6 terröristin de etkisiz hale getirildiği yer alıyordu.
Etkisiz hale getirilmek demek öldürüldüler demek.
Gazeteler her zaman kullandıkları arşiv fotoğraflarından birisini bastılar, herkes biliyordu ki bu ne ilk ne son şehidimiz olacak.
Şehitlerin kim olduğunu da artık hatırlamıyoruz. Google’da araştırdım, bir arkadaşı Burak Efe Yaldız şöyle yazmış:
Salih ay benim komşum olur ve Bayburtludur, kendisi kuzey ırakta askerlik yapiyordu ve en son birisiyle evlenmek için geri gelicekti diye biliyorum, Salih ay 26 yaşındaydı, Allah rahmet eylesin mekanı cenet olsun.
Ailesi Erzincan’da yaşıyormuş. Gazeteler diğer klişe haberi koymuşlar:
Erzincan’a şehit ateşi düştü.
Hepsi bu, şehidin sözleşmesi bitti, ateş düştüğü yeri yakıyor, her zaman olduğu gibi.
Arkalarında acılı anneler babalar bırakıyorlar.
Kafamda bir çok soru var:
Kimdi bu genç adam?
Neler hayal ediyordu?
Ne gibi yetenekleri vardı?
İdealleri neydi?
Sevdiği insan kimdi?
Salih arkasında bir dolu soru bırakarak şehitlik mertebesine ulaştı.
Kendinden önceki şehitlerimiz gibi.
Ailesi ve arkadaşları dışında pek az insan onu hatırlayacak, yaşasaydı bu dünyaya neler katabileceğini hiç kimse merak etmeyecek.
Biz onları sadece birer haber ve rakam olarak gördükçe ne yazık ki bu acılar dinmeyecek.
Eğer yaşarken Salih Ay’ı tanıyor olsaydınız bu yazıyı okurken neler hissederdiniz?
Şehidimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum.