SAKIP SABANCININ ARDINDAN

Rahmetli Sakıp Sabancı aramızdan ayrılalı 20 yıl oldu.

Kendisini saygıyla ve sevgiyle anıyoruz, Allah rahmet eylesin.

Benim hatırladığım onun adına verilen bir Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü her yıl bu günlerde verilirdi. Bu sene ödüller verildi mi bilemiyorum ama geçmişte her zaman o ödül törenine katılmıştım. Hatta omuzumun kırık olduğu yılda bile bir görev kabul ederek bu törenleri izlemiştim.
Araya pandemi girdi, gidemez oldum, bu sene ise herhangi bir tören daveti gelmedi.

Sakıp beyin şirketlerinde hiç çalışmadım, kendisini hep uzaktan takip ettim.

Yıllar önce onu Moskova’da görmüştüm, ceketinin sol yakasının arkasında birçok nazar boncuğu vardı, tanıştığı insanlara gülerek onlardan veriyordu.

Sabancı Üniversitesinin kuruluş öyküsünü rahmetli İhsan Doğramacı bize anlatmıştı. Sakıp Bey ona şöyle sormuş, İhsan Bey bu üniversitenin fizibilitesi olumlu değil, biz bundan ne alacağız?

İhsan Bey cevap vermiş; sadece şunu alacaksın, üniversitenin kapısında Sabancı Üniversitesi yazacak, ayrıca her yıl üniversiteye para yardımı yapmaya devam edeceksin.

Sakıp Bey sormuş hepsi bu mu?, İhsan Bey cevap vermiş, evet hepsi bu.

Benim kızım Sabancı Üniversitesine gitti, onu almaya giderken hep kapıdaki Sabancı Üniversitesi yazısını görür Sakıp beyi anardım.

Benim ondan öğrendiğim en önemli ders güler yüzlü olmanın erdemi oldu, her zaman onun gibi güler yüzlü ve mütevazi olmaya çalıştım.

Yaşamın ona verdiği onca güzelliğin yanı sıra özel yaşamında verdiği acılara insan olarak hiç şikayet etmeden göğüs gerdi.

Sabancı Üniversitesini kuran Sabancı ailesine ülkemize yaptıkları bu güzel eğitim mabedi ve yetiştirdikleri binlerce değerli öğrenci için çok teşekkür ediyorum.

Onun ardından ne hissettiğimi en güzel Yahya Kemal’in şiiri ifade ediyor:

Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle,
Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şirazı hayal ettiren âhengiyle.

Ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.

Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş.

Sakıp beyin sedası gönüllerde yaşıyor.

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir