MARAŞ DEPREMLERİ ÜZERİNE-5

Depremin üzerinden iki hafta geçti, yaşadığımız felaketin boyutlarını henüz tam olarak bilmiyoruz.

Sosyal medyada bir sürü şey görüyoruz. Oy uğruna Siyasetçilerin sürekli olarak çıkarttığı emlak af yasaları, kötü niyetli hırsız müteahhitler, rüşvet alan belediyeler, kurum kimlikleri yok edilmiş devlet kurumları ve daha buna benzer bir çok şey.

Kimse veya hiç bir kurum yaşanılan bu büyük facianın sorumluluğunu üzerine almıyor. Gözüken o ki tüm başımıza gelenler yüce Allah’ımıza mal ediliyor.

Peki gerçekten öyle mi?

Nasrettin Hocanın eşeği çalınmış, herkes hocayı suçlamış, iyi bağlasaydın, gözünü üstünden ayırmasaydın gibi bir çok şey söylenmiş.

Hoca hepsini dinledikten sonra sormuş:
Peki hırsızın hiç mi kabahati yok?

Talep olmasa ve çıkarıldığı için siyasetçiler oy kazanmasa bunca imar affı çıkarılır mıydı?
Mütahitleri kontrol etmesi gereken teknik kadrolar rüşvet karşılığı görevlerini ihmal etmeseler bu çürük binaları yapabilir miydi?

Suçluyu merak ediyorsak toplum olarak aynaya bakmamız yeterli, suçluyu orada görebiliriz.

Şimdi sıra yaraların sarılmasına şehirlerimizin yeniden yapılmasına geldi. Ama önce aynaya dikkatle bakmak, gerçekleri kabul etmek ve yeni bir toplumsal akıl yaratmak zorundayız.

Sadece faylar kırılmadı, çağ dışı bir dünya görüşü de kırıldı, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Şimdi Türkiye’de yaşayan tüm insanların dil, din, mezhep ve siyasi görüş farklarını bir tarafa bırakarak el ele vermeleri ve şu soruyu sormaları gerekiyor:

Nasıl bir Türkiye geleceği istiyoruz?
Bugün nasıl bir Türkiye’de yaşıyoruz?
Neleri düzeltmemiz ve farklı yapmamız gerekiyor?
Elimizdeki tüm insanları böyle bir ortak hedefe ve yaşam değerlerine nasıl yönlendirebiliriz?

Deprem bize verdiği onca acıya rağmen bir şeyi gösterdi. Ülkemizin bir çok değerli ve güzel insanı var, bu insani enerjiyi harekete geçirebiliriz.

Bence hepimiz bu yazıyı okuduktan sonra bir kere aynaya bakalım ve düşünelim, şu soruyu soralım;

Ben birey olarak ne yapabilirim?

Hakkın rahmetine kavuşan güzel insanlarımızı artık geriye getiremesek de yaşayan insanlarımız için daha güzel bir gelecek yaratabiliriz.

Ya şimdi konuşacağız ya da sonsuza kadar susacağız.

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir