MARAŞ DEPREMLERİ ÜZERİNE-4

Son siyasi gelişmeler gündeme gelince 6 Şubat günü yaşadığımız deprem faciası gündemden düştü.

Türkiye’deki siyasi dinamikleri akılcı bulmak mümkün değil, siyasi masalar ve ittifaklar arasında çok önemli bir şey unutuldu. Türkiye bir deprem ülkesi ve Şubat depremi bu topraklardaki ne ilk ne de son deprem olacak.

Depremin yarasını sarabilmek için bu güne kadar Türkiye’de sürdürülen alışılmış siyasi anlayışı mutlaka değiştirmeliyiz. Önümüzdeki fiziki ve ruhsal enkaz ancak herkesin ortak bir Türkiye geleceği konusunda ortak bir gelecek hayalinde birleşmesiyle kalkabilir.

Havalar açtı, Nişantaşı’nda bahar çiçekleri satan resimdeki adamı görünce bunları düşündüm. Gerçek şu ki önümüzdeki seçimleri kim kazanırsa kazansın bu gerçek değişmeyecek.

Rahmetli babamın bir sözü vardı, onu hatırlıyorum, şöyle demişti:

Tartışmaktan ve kendi düşüncelerini başkalarının düşünceleriyle karşılaştırmaktan, gerekiyorsa açık yüreklilikle yanlış olanları değiştirmekten çekinme ama; Tartıştığın konuların içeriği ve değeri yoksa o masada oturma.

Lütfen etrafınıza bir bakın, ülkemizin tartıştığı şeyleri düşünün. Sığ siyaset, birbirini hiç dinlemeyen ve insan olarak değer vermeyen siyasetçiler, onların peşlerinden sürüklenen paramparça bir toplum. Böyle bir toplum ile güçlü bir Türkiye yaratmak mümkün değil.

Her gün işim gereği bir çok insanla konuşuyorum, dinliyorum ve düşünüyorum. Tüm insanların ortak kaygıları ve gelecek hayalleri olduğunu görüyorum, Türkiye bunları sağlayabilecek insan ve üretim kapasitesine sahip, ama toplumsal uzlaşma ve iletişim konusunda yetersiz.

Siyasetin düğümü yakında çözülür ama yeniden inşa etmemiz gereken şehirlerimiz çok uzun bir zaman alacak, sabırla ve birlikte çalışarak başaracağız.

Bir arkadaşım benim bu söylediklerimi çok çocuksu bulduğunu söyledi, belki doğrudur ama herkesin kendisinin çok önemli ve büyük olduğunu zannettiği bir Türkiye’de biraz da dünyaya bir çocuk gözü ve saflığı ile bakmanın yaralı olduğunu düşünüyorum.

Deprem mağdurlarımızı bir an bile unutmayalım.

Siz ne dersiniz?

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir