Yağmurlu bir günde motorla Üsküdar’dan karşıya geçerken aklıma o meşhur söz geldi, kimse yolculukta karşılaştığınız sıkıntılar ile ilgilenmez, gemiyi limana sokup sokamadığınız önemlidir.
Türkiye iş hayatı içinde olduğumuz ağır siyasi ve ekonomik şartlar yüzünden zor günler geçiriyor, alıştığımız modelin sürdürülebilir olmadığını herkes biliyor, ister istemez değişmek ve gelişmek zorunda kalacağız.
Daha çok üretmek daha çok dış dünyaya mal satmak zorundayız. Benim iş hayatımın başlangıcında ihracat yapmak çok önemli idi, büyük bir seferberlik vardı, ben de elinde çanta sürekli olarak dış ülkelere giderek Türkiye’nin malını satmak için çalışan insanlardan birisi oldum, her bir satış kontratı yapıldığında kendimizi milli takımı galip getiren futbolcular gibi hisseder gurur duyardık. Zamanla Türkiye ithalatın getirdiği karların cazibesine kapıldı ve kırk yıl sonra tekrar aynı duruma döndük.
Zaman Türk ekonomisini yeniden yapılandırma ve beton dökme alışkanlığından kurtarma zamanı. Bunu kim yapacak derseniz aynaya bakın. Bu ülkenin insanlarının hiç bir ayırım yapmadan bir araya gelerek, yeni diyaloglar kurarak yeni modeller yaratması gerekiyor. Benim kaptan gemiyi Beşiktaş’a geçirdiği zaman yeni seferi düşünüyordu. Siz bu gemide nerede olmak istiyorsunuz?