Hava sıcak mı sıcak, evimin etrafındaki kediler bile kapımı tıkırdamıyorlar.
Gündem de sıcak, hem de ne sıcak, NATO toplantısı, İsveç’in katılımıyla ilgili Türkiye’nin tavrı, her gün şimşek misali yaşam kalitemiz üzerine zam olarak çakan şimşekler, geçinmek için mücadele eden insan yığınlarının pek duyulmayan sesleri, Körfez ülkelerine yapılan yatırıma davet ziyaretleri, olmayan bir muhalefet, koltuğu kapmış mini minnacık siyasal partiler, her kafadan çıkan sesler, tırmanan savaş riski, birbirini yok ederek dünyaya egemen olunamayacağını hala anlamamış insanlık, yeni bir çağı ilan eden inanılmaz teknolojiler vs vs…
Ukrayna’da bitmek bilmeyen bir savaş, her an nükleere dönüşebilecek bir savaş, ve…
Hava çok ama çok sıcak…
Ne zaman bütün bunlar bitecek sorusuna bu sabah Londra’da yaşayan bir arkadaşımdan duyduğum söz ile cevap vereyim.
Damla kendisini tamamladığında damlar.
Ve tüm o damlalar günü gelince aynı okyanusa akarlar.
Hava sıcak ama soğuk kanlı olmak, kendimizi geliştirmek ve daha üst bilince yükselmek, çevremizi de yükseltmek zorundayız.
Çok karmaşık olan günümüz dünyası ve ülkemiz damla olma yolunda ilerliyor, tüm kaosun içinde gördüğümüz çirkinlikler ve anlamsızlıklar içerisinde güzellikler ve yarına ışık tutacak rehber olacak yeni anlamlar var.
Kısacası dünya çok büyük, biz küçücüğüz ama küçük tek bir damla bile okyanusu etkileyebilir.
Hava hala sıcak ama gönlümü serin tutuyorum, koçlukta daha ileri başka güzellikleri arıyorum.