BEYOND THE MISSOURİ SKY ALBÜMÜNDEN ÖĞRENDİĞİM ŞEYLER

“Beyond the Missouri Sky” albümü rahmetli efsane müzik insanı ve basçı Charlie Haden ile bir başka efsane müzik insanı jazz gitaristi Pat Metheny tarafından 1996 da doldurulmuş bir albüm.

Her ikisi de Missouri de doğmuş olan bu iki insanın birlikte yaptıkları bir müzik yolculuğu.

Bu albüm ile ilgili olarak Charlie Haden bir röportajında şöyle demişti:

Bu albümde çaldığımız müziklerin notaları son derece sade, akorlarımız da aynı şekilde. Kısacası nota bilen herkes bu müzikleri çalabilir.
Notaların arasında geniş boşluklar ve duraklamalar var.

Ama bu müziği farklı yapan en önemli şey o notaların arasındaki boşluklarda yaptığımız şeyler, sessiz diyaloglar, sessiz notalar. Onları notalarda görmeniz mümkün değil, onları ancak hissedebilirsiniz.

Bu albüm 1996 yılında yayınlanmış ve çok büyük övgüler almıştı. Ben o zamanlarda henüz koçluk yolculuğuma çıkmamıştım. Bugün geldiğim noktadan bakınca Charlie Haden’in neler söylediğini şimdi anlıyorum.

Koçluk okullarında size teoriler ve teknikler öğretilir. Ama bu sadece bir başlangıçtır. Daha sonra örendiklerinizi kendi kişiliğiniz ve birikiminiz ile yorumlamanız ve kendi koçluk serüveninizi yazmanız gerekir.

Genel olarak öğrendiğiniz teknikler sade ve kolay anlaşılır şeylerdir. Ama zamanla siz o teknikleri yeniden yorumlarsınız. Yeni bir ayakkabının giydikçe ayağınızın şeklini alması gibi o teknikler de zamanla, kullandıkça sizin kişiliğiniz ve birikiminiz ile şekillenir, sizin özgün tekniğiniz olur.

Değerli müzisyen kardeşim Can Kozlu yıllar önce kendisi Bilgi Üniversitesi Caz Okulu ile yaptığım bir röportajda şöyle demişti:

Biz burada öğrencilere caz ile ilgili birçok şey öğretiriz. Diplomalarını verirken de şöyle deriz: Şimdi okulu bitirdiniz. Size öğrettiğimiz şeyleri unutmayın ama gidip kendi sesinizi bulun.

Koçluk okullarında da böyledir.
Mezun olduğunuz gün yolculuk yeni başlamış olacaktır.
İstanbul’da tanıştığım ünlü bir İngiliz koç şöyle söylemişti: Koçluk okullarını bitirdikten sonra en az dört yıl koçluk yapmadan gerçekten koç olamazsınız.

Bana göre bu bile yeterli değildir. Asıl olan bir koç ruhuna sahip olmaktır. Bu ise fiziksel meslek yolculuğunuzu bitirip ruhsal bir boyuta geçmek ile mümkündür.

Tekniklerin, metotların ötesinde bir noktaya gelmekten bahsediyorum.

Yaşadığınız olumlu olumsuz, güzel çirkin her şeyden gelen, zamanın imbiğinden süzülerek ruhunuzda demlenen bir şeyden bahsediyorum.

Üstelik oraya gelip gelmediğinizi ölçen bir ölçü birimi de yoktur, aldığınız eğitim saatleri, yaptığınız koçluk saatleri, koçluk yaptığınız kurum ve kişi sayısı bu açıdan size ışık olmaz.

Kısacası Mevlana Hazretlerinin dediği gibi koçluğu kalbinizle ve aklınızla sevmek yeterli değildir, onu ruhunuzla sevmek ve olmak zorundasınız.

Usta koçların demolarını izlerken Charlie Haden’in sözlerini hatırlayın, basit görünen şeylerin ardındaki sessiz sözleri hissedin.

Ne duyuyorsunuz?

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir