Amerika seyahatimi uzatmak zorunda kalınca en çok ilgilendiğim konulardan birisi olan ikinci dünya savaşı olayları üzerine daha çok okuma fırsatım oldu.
Yukarıdaki fotoğrafta ilginç bir dostluk öyküsü anlatılıyor. Almanya’yı bombaladıktan sonra İngiltere’ye dönmeye çalışan ağır hasarlı bir uçak yolda bir Alman Avcı uçağı tarafından görülüyor, Alman pilot doğal olarak Amerikan uçağını düşürmek istiyor ama kendi komutanından ona verilen bir sözü hatırlıyor:
Savaş her zaman ahlak kuralları çerçevesinde yapılmalı, asla paraşütle inmeye çalışan bir düşmana ateş etmeyeceksin.
Ve pilot Amerikalıların şaşkın bakışları altında yaralı uçağa eskort olarak onun Alman etki sahasından çıkmasını sağlıyor.
Amerikalı pilot bu olayı hiç unutmuyor ve savaştan sonra o Alman pilotu buluyor, arkadaş oluyorlar. Merak edenler bu öykünün ayrıntılarını internette bulabilirler.
Bu olay bana iş yaşamındaki savaşları hatırlattı ve kendi kendime sordum, rekabeti zerafet ve sağduyu ile sürdürmek mümkün müdür?
Kendi yaşamımda bunun güzel örneklerini yaşadım, en ilginci de Bağdat’tan savaş yüzünden kara yoluyla dönerken benden rica ettiği için en yakın rakibimiz şirketin temsilcisinin otelde unuttuğu çantasını elimde taşımış ama açıp içine bakmamıştım.
Linkedin de daha popüler olan konular rekabet, öne geçmek, üste çıkmak, başarıya ulaşmak üzerine.
Bence yaşadığımız bu mücadele içinde kendimize sormamız gereken sorular var:
En önemli değer kazanmak ve başarıya ulaşmak mıdır?
Başka türlü bir iş yaşamı mümkün müdür?
Birlikte kazanamaz mıyız?
Yeni teknolojilerin baş döndürdüğü bir dünyada bazen eski dünyaların öykülerine dönmekte fayda var, ne dersiniz?