MURAT GÜLSOY ÜZERİNE

Ne ilk ne de son, Boğaziçi Üniversitesi kendisine yıllarca emek vermiş değerli hocalarına; mezunlarına kapılarını kapatıyor.

Son haber Prof. Murat Gülsoy’dan geldi.

Boğaziçi Üniversitesinden emekli olduktan sonra okula girişi yasaklanmış.

Öğrencilik hayatımın en değerli yıllarını geçirdiğim Boğaziçi Üniversitesi çok kötü bir dönemden geçiyor.

Bir hocayı yıllarını verdiği bir okula girmesini yasaklamak çok seviyesiz bir yaklaşım.

Geçmişteki değerli hocalarım aklıma geldi.

İlk okul hocam Melahat Hanım,
Ortaokul hocalarım Nezahat Somar Hanım ve Hikmet Günsel Hanım, İsmet Özel Bey, Vehbi Güney Bey
Lise hocalarım Bay Chalfant, Bay Hobson, Bay Nolte, Özer Kabaş bey
Üniversite hocalarım Can Akkoç Bey, Bay Freely, Arman Manukyan Bey, Sibel Tanberk Bey

Aradan yıllar geçti, hepsini gönlümde ve beynimde taşıyorum, ölüm dahil hiç bir şey beni onlardan ayıramaz, bir üniversite yönetiminin yakışıksız davranışı hiç ayıramaz.

Murat Gülsoy’a bugün Boğaziçi’nin kapıları kapandı, bir çok başka değerli hocaya ve eski mezunlara olduğu gibi, BUMED’e olduğu gibi ama 1863 den beri bu kampüs insanlığa ışık veriyor ve vermeye de devam edecek, her zaman zor ve karanlık dönemler oldu. Bugün de ne yazık ki böyle bir dönemden geçiyoruz.

Türk atasözümüz şöyle der:
Güneş Balçıkla Sıvanmaz

Ekran görüntüsünde Murat Gülsoy’un bir öğrencisinden gelen mesajı görüyorsunuz.

Murat Gülsoy’un biyografisine bir bakın ve düşünün, böyle donanımlı bir hocaya ve bunun yanı sıra yazar ve edebiyat ustasına kapıyı kapatan bir üniversite nereye gidiyor olabilir?

Bir başka deyişle:

Mal sahibi. Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?

New York’ta bir kilisenin girişinde şöyle bir söz vardı:
Asıl kalıcı olan güzelliktir, çirkinlik bir avuç tozdur, ilk rüzgar ile savrulur gider.

Hava kurşun gibi ağır…

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir