KOÇLUK ALET ÇANTASI

Koçluk mesleğine yeni başlayan arkadaşlarımızdan en çok gelen sorulardan birisi de çalışmalarda hangi koçluk araçlarını kullanmayı seçecekleri üzerinedir.

Bir çok defa koçların kendilerine öğretilen şeylerle yetinmeyip bir çok aracı daha öğrenmeye çalıştıklarını gördüm.

Bu sorunun cevabı için dikkatinizi yukarıdaki kahvaltı sofrasına çekmek istiyorum.

Bir ara İzmir’de bir şirket beni yöneticilerine koçluk yapmak için davet etmişti, o günlerde İzmir Hilton’da kalıyordum. Bu otelin sabah kahvaltı büfesi rüya gibiydi, inanılmaz bir zenginlik içerisinde neyi tadacağımı şaşırmıştım. Ancak zamanla deneye yanıla kendi sevdiğim bir tabak kompozisyonunu keşfetmiştim. Bu tabak zaman zaman değişse de aşağı yukarı aynı çeşitlerden oluşuyordu.

Sonra başkalarının neler seçtiğine baktım ve gördüm ki her insanın tabağı kendi parmak izi kadar özeldi.

Koç meslektaşlarıma da buradan aldığım ilhamla şunu öneriyorum.

Değişik şeyleri deneyin, uygulayın ama eninde sonunda kahvaltı büfesinde tabağını dolduran misafirler gibi size daha hoş gelen, tatbik etmeyi sevdiğiniz koçluk araçları olacak, iyi bir koçluk çalışması için çok fazla çeşit şeye ihtiyacınız yok, sadece kendi kişiliğinize uygun olan şeyleri kullanarak iyi Koç olabilirsiniz.

Bir de kendi araçlarınızı yaratma seçeneği var, bunları da zaman içerisinde deneyim kazandıkça yaratabiliyorsunuz. Örneğin ben insanlara bazen kendi evlerinde ve zoom üzerinden konuşuyorsak içeri gidip en sevdikleri elbiseyi giymelerini istiyorum. Hatta kadınlardan saç şekillerini değiştirmelerini de istediğim oluyor, bazen müzik dinliyoruz, bazen selfie, yani özçekim yaparak o resimlerdeki farklı ruh halleri üzerinden iteliyoruz.

Kahvaltı perspektifinden bu benim yumurtamı otlu peynirli ve acı yeşil biberli yaptırmam gibi bir şey oluyor.

Kısacası dostlar koçluk mesleğinde ilerlemek için tek bir yön yok.

Koçluk okullarında size iyi bir taze İtalyan hamuru verilir ama onu kendi özgün pizzanız haline sokmak için kendi kişiliğiniz, bilgi birikiminiz ve öz kültürünüz ile yoğurmanız gerekir.

Hatta daha da ileri gideyim. Koçluk kendi pizzanızı yapmak ise neden aynı malzeme ile nefis bir Karadeniz pidesi yapmayalım?

Örneğin Mentor masası kavramı yerine gel abine, ablana soralım diyemez miyiz? Ağabey ve Abla da mentordurlar ama duygusal skalada yerleri çok daha derindir.

Kısacası, ben yeni meslektaşlarıma koçluk eğitimlerini bitirip akreditasyonlarını bitirdikten sonra her zaman değişik şeyler denemelerini, risk almalarını ve koçluk kavramının sınırlarını yeniden tanımlamalarını öneriyorum.

Siz koçluk tabağınıza neler koymak isterseniz?

Merak etmeyin, İzmir Hilton’da büfe hiç bitmiyordu, koçlukta da bitmez.

Şey galiba İzmir’i çok özlemişim…

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir