Bir çok koç meslektaşım için bu asla birbirine karıştırılmaması gelen iki farklı kavramdır.
Ya Koçsunuzdur ya da Mentor. Ya karşınızdaki sizin desteğinizle kendi sorularının cevabını bulur ya da siz onun sorularına cevap verirsiniz.
Ancak gerçek yaşamın dinamikleri bazen çok farklı olabiliyor.
Geçmişimde bir kaç defa koçluk yaptığım kişiye hem Koçluk hem de Mentorluk yaptım.
Çoğu zaman önce Koçluk yapıp bitirdikten sonra Mentorluk yapmaya başlıyordum.
Çalıştığım kişilerden bir tanesi böyle ikili bir çalışmadan sonra bana şöyle bir geri bildirim vermişti:
Şimdi farkındalığım daha da derinleşti, neler yapmam ve hangi adımları atmam konusunda daha net bir görüşüm oldu. Tek başına sadece koçluk veya mentorlukla bu noktaya gelemeyecektim. Tıpkı insanın iki gözünün önünü farklı açılardan görmesi ve bu iki görüntünün zihinde birleşip üçüncü boyutu, derinliği oluşturması gibi bir şey oldu. Tek başına yapacağınız Koçluk ve Mentorluk bana yeterli olmayacaktı.
Koç kitabına göre yaptığım şey tabu idi ama, bence tabuları aşmak için, Kristof Kolomb bilinmeyen sulara yelken açmasa idi Amerika’yı da bulamayacaktı. Gerçi o Hindistana gittiğini sanıyordu ama bu artık önemli değil.
Ben yaradılışım icabı hep bilinmeyen denizlere gitmenin sevdalısı oldum, şirketim beni Rusya’ya gönderirken biraz gezmemi bekliyorlardı, ben ise fetih planları yapıyordum. Eski komunist Çin’e 1981 yılında fuara gittiğimde ilk batı tipi süpermarketleri fark etmiştim. Doğu Almanya’nın fethi Brandenburg kapısının arkasından geçen o lanetli duvara söverek başladı.
Tüm yaşantım bilinmeyeni merak ederek sürdü, şimdi de sürüyor.
Şimdi koçluk için yaşadığım şeyleri biriktiriyorum, sınırları zorlamak istiyorum ve tıpkı Kolomb gibi bilinmeyene yelken açıyorum.
Koçluğun insanları birbirinden ayıran bir çok şey yerine farklılıkların zenginlik olduğunu bize gösteren birleştirici bir kavram olmasını diliyorum.
Bazen an geliyor bu iki kavramı birbirleri ile iç içe de kullanıyorum, ancak çalışmanın her anında hangi toprağa bastığımı hiç unutmuyorum.
Merak ediyorum, benim gibi düşünen bilinmeyen denizlere açılmaktan korkmayan Koç meslektaşlarım neler düşünüyorlar?
Benimle paylaşmak isterseniz buraya yazın, hatta isterseniz aramızda bir de zoom sohbeti yapalım. Kristof Kolomb bir yerlere giderken Macellan da başka sularda yelken açmıştı.
Şimdi de insanlık uzaya gözünü dikti.
Bu resimde dört kedi resmi var, bunlar Koçluk, Mentorluk, Danışmanlık ve Öğretmenlik. Onlara yürüyen kedi ise merak, ne dersiniz bu dört kedi ile dört boyutlu bir gelişim çalışması yapabilsek acaba ne olurdu?
Gelin Elon Musk’tan önce biz bunu keşfedelim.