Seçim sonuçlarını benden başka hiç kimse doğru tahmin edemedi, ben oy sayıları yerine başka bir şey tahmin etmiştim.
Yaşam kaldığı yerden devam edecek demiştim, seçim sonuçları ne olursa olsun bunun böyle olacağını kimse tahmin edememişti.
Siyaset yorumcuları şimdi yeni sorular ileri sürerek değişik sonuçlar ileri sürüyorlar ama fırınlar beklenen zamma rağmen ekmek yapmaya devam ediyorlar, çocuklar diploma alırken yeni umutlar ve fırsatlar ortaya çıkıyor.
Toplumumuz benim şimdiye kadar görmediğim kadar ayrıştı ve gruplar karşılarındakilerin düşüncelerini kara, kendi düşüncelerini ak görüyorlar.
Yaşam ise her zaman olduğu gibi siyah ve beyazın arasındaki 50 ton gri olarak devam ediyor, hiç bir düşünce ve görüş yüzde yüz ak veya kara değil.
Ben bir Koç olarak ülkemizin bu durumundan meslektaşlarıma bir görev çıkartıyorum.
Bence koçlar sadece kişilere veya takımlara koçluk yapmak yerine toplumun içerisindeki eksik diyaloğu zenginleştirebilirler. Daha iyi ve etkili bir diyaloğun temeli olan doğru soru sorma ve derin dinleme ile toplumun içinde büyük bir değişimi tetikleyebilirler.
Tuzlaya döndüm, martılar ve gün batışı bıraktığım gibiydi, onlara bakarken yeni ilhamlar alıp yeni düşünceler geliştiriyorum.
Deli bir düşüncem var.
Yeni bakanlar kurulunda tüm siyasi partiler yer alsa sizce toplumda ve dünyada Türkiye hakkında ne düşünülürdü?
Olmaz öyle şey diyebilirsiniz, doğru da olabilir, ama biz koçlar “farz edelim ki” ile başlayan açık uçlu sorular sormayı çok severiz.
Farz edelim ki diye siz hangi soruları sormak istersiniz?
Değişim tek değişmeyen şeydir, hep birlikte değişmeye devam ediyoruz.