Bir kitap okumuştum, hayatım değişmişti.
Kitabın adı “Sorularını değiştir, Yaşamın değişsin” idi.
Bu gün çoğumuzun soruları virüs sonrası nasıl bir dünya düzeni olacağı konusunda. Buradaki belirsizlik ve onun yarattığı korku herkesi etkiliyor.
Belki şu soruları sorabiliriz:
- Nasıl bir dünya sürdürülebilir olur?
- Böyle bir dünya için kimler, hangi devletler, hangi kurumlar ve bireyler nasıl diyaloglar ve iş birlikleri geliştirebilir?
- Ben kişisel olarak böyle bir dünyanın gerçekleştirilmesinde nasıl bir katkı sağlayabilirim?
- Gerçek gündemler ile yapay gündemleri nasıl ayırabilirim?
- Kendimi ne kadar tanıyorum ve dürüstçe kabul edebiliyorum.
- Bu gün öğretilen yönetim becerileri yarını kucaklamak için nasıl geliştirilebilir?
- Yaşamda gerçekten önemli ve değerli olan şeyleri nasıl fark edebilirim?
Yaşamım bu dünyadaki hangi soruya cevap olabilir?
Tuzla’daki martılara her gece güneş batarken bu soruları soruyorum.
Onların cevabı şöyle:
“Carpe Diem”, bugün yaşamımın bundan sonraki süresinin ilk günüdür.
Martı haklı mı? Ne dersiniz?