Önemli bir insan mı yoksa değerli bir insan mı olmak istersiniz?
Bu sabah emekliliğine hazırlanan bir arkadaşım ile yapacağı veda konuşması hakkında sohbet ederken bu kavramlar üzerinde durduk.
Çalıştığımız kurumlar biz onları kendimiz kurmuş bile olsak, hiç bir zaman gerçekte bize ait değildirler, gün gelir onlardan ayrılmak zorunda kalırız.
Gün gelir yaş alırsınız, çocuklarınız sizi o kurumun şeref başkanı yapar, aslında dümen artık sizde değildir ama sizde zannedersiniz.
Çoğu insan kazandığı sıfatlarla ve mevkilerle büyüdüğünü zanneder, halbuki gerçekte onlar sizi doldurmaz, siz kişiliğinizle ve yaşama bakışınız ile onları doldurmak zorundasınızdır.
Tüm sıfatlar ve mevkiler tıpkı bir tren gibi sizi bir yerlere taşır ama gün gelir bir istasyonda inersiniz.
Önemli insanlar için orası son duraktır, gidecek bir yer yoktur.
Değerli insanlar için ise orası yeni denizlere yelken açacakları bir limandır, daha gidilecek çok yol, aydınlatılacak çok insan vardır.
Kısacası önemin bittiği yerde değerli insanlar için yepyeni bir bilgelik yolculuğu başlar.
Kazanılacak sıfatların veya mevkilerin önemsiz olduğunu söylemiyorum, söylemek istediğim şey onları doldurarak değer katmanız gerektiğidir.
Bu noktada değerli insan kavramının bana göre olan tarifini yapayım.
İnsana hizmet eden, düşünen, düşünce üreten, sorgulayan ve insanlığı sevgi ve hoşgörü ile aydınlatan, saygı ile hizmet eden ve yaptığı güzel şeyleri gönlünün bir köşesinde sessizce saklayan tüm insanlar.
Arkadaşım sohbetimizin sonunda şöyle dedi:
Evet teknik olarak emekli oluyorum ama bunca yılın bilgi birikimini ve deneyimini insanlığa sunmaya devam edeceğim.
Tarihte bir çok önemli insan var ama insanlığı ileriye götürenler hep değerli insanlar oldu, ben safımı seçiyorum.
Siz hangisini seçmek istersiniz?