DÜNYA KUPASI 1 (2022)

Kaç gündür dünya güneşin çevresinde değil Futbolun çevresinde dönüyor. Her gün makine suare düzeninde sunulan maçları seyrediyoruz, gözümüz doysa da gönlümüz futbola doymuyor.

Kısacası herkes dünyadaki tüm sorunlarını futbol sahasının dışındaki vestiyerlere astı, savaşlar, tahıl krizi, çip yetersizliği, göçmen sorunları, siyasi çekişmeler gibi şeyler dışarıda kaldı, bir topun peşinden koşan iki takımın yarattığı hayal dünyasında Alis harikalar diyarında gibi bir yerlere koşuyoruz.

Sonuçta bu şenlikten herkes kendine göre bir nasibini alıyor.

Aslında en büyük nasibi kimin aldığı da tartışmalı, ama benim anladığım kadarıyla Katar yönetimi 200 milyar dolar harcayarak ülkeleri için çok büyük bir tanıtım kampanyası gerçekleştirdi.

Sakın bunca fakirlik yokluk demeyin, onlar turnuva bitince konuşulacaklar.

Yatırımın büyüklüğü size çok gelse bile gazeteler bu Katarın günde bir milyar dolarlık gaz sattığını söylüyor, galiba Katar bir yıllık gelirini bu şenliğe gömdü.

Asıl önemli olan şu:

Futbol severler mutlu, hepimiz günlük dertlerimizi korkularımızı ve başarısızlıklarımızı bir futbol maçının sahasına dikip ortaya çıkan sonuçtan medet umuyoruz.

Takımlara gelince, her milletten takımlarda her ülkeden her ırktan ve dinden modern gladyatörler savaşıyorlar. Zafer ve hüsran, sevinç ve korku el ele, iç içe, tahminler havalarda uçuşuyor. 45 gün için tüm ekolojik, politik ve ekonomik sorunları halının altına süpürdük ve misafirlere temiz gözüken bir misafir odası sunmanın peşindeyiz.

Maçlar oynandıkça sisler bulvarının üstünde şekiller belirecek, gözlerimiz unutmak istediğimiz her şeyi yeniden görecek.

Skorlar ne olursa olsun, şampiyonluk kimde kalırsa kalsın futbolun ağzımızda bıraktığı tat ve gizemli bir tütsü gibi bizi kendimizden geçiren kokusu ile bir parça başka bir dünyada yaşayacağız.

Şampiyona bittikten ve sonra ise çok içilmiş, dağıtılmış bir geceden uyanmış gibi bomboş statlara bakıp yeniden günlük yaşamımızın bitesiye temposunda kaldığımız yerden yaşama döneceğiz.

Bu turnuvadan ne öğrendik derseniz şunu derim.

Eski inançlar, klişe düşünceler yıkılıyor, futbolun yeni efendileri ortaya çıkıyor, favori sayılanlar mağlup, çaylaklar baş oluyorlar, kısacası dünyanın nasıl değiştiğini bir futbol metaforu üzerinden mikrokozmos olarak görüyoruz.

İş yaşamı için de futboldan çıkarılacak dersler var.

Rakiplerinizi asla küçümsemeyin.
Kimin ne marifeti olduğu oyununu görmeden belli olmaz.

Maç bahis kuponlarında değil sahada kazanılır.
Siz hala annenizin tahmin ölçülerini mi kullanıyorsunuz? Değiştirin.

Futbol içinde tüm insanlığı ırk, din, dil ve inanç olarak birleştirebilen bir şenliktir, ama… Neden onu sadece insanları ayrıştırmak için kullanıyoruz?

Futbolda nesiller çatışması yoktur, kaç yaşında olduğuna değil ne kalitede oynadığına bakarlar. Takım oyunu eğitimi aldırmak yerine çalışanlarınıza futbol oynatın.

Son bir şey daha var.

Futbola bu kadar önem veren, maddi manevi kaynak ayıran Türkiye neden dünya kupasında oynamıyor?

Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir