ARKEOLOJİ MÜZESİNDEN ÖĞRENDİKLERİM
Geçen cumartesi günü İstanbul Arkeoloji Müzesine gittik. Bir bütün gün rehberimiz Mansur Karakoç eşliğinde müzeyi gezdik.
Bu fotoğrafım değerli arkadaşım Robi Ebeoğlu tarafından çekildi, arkamda duran filozof Herakleitos’un elindeki levhada şöyle yazıyor:
Panta rei
Bu sözlerin anlamı ekşi sözlükte şöyle ifade edilmiş:
Evren sürekli akan bir süreçtir, baştan sona değişmedir, asla duraksamayan, sürekli bu değişimin içinde olan başka bir şey bulunmamaktadır. “Panta rei” felsefesi (her şey gider) temel görüşüdür. Herakleitos, ilk maddenin Ateş (arkhe) olduğu düşüncesine bu felsefeden ulaşmaktadır.
O gün müzede gezerken asırlar öncesinden bizlere izler taşıyan eski eserlere bakarken insan yaşamının zaman kavramı açısından ne kadar kısa olduğunu düşündüm.
Günümüzün çok önemli görünen meselelerinin aslında sadece son yaşanmış 6000 yıl açısından bile ne kadar önemsiz olduğunu fark ettim.
Sonra çocukluğumdan bu güne kadar yaşadığım şeyleri, duyguları, sevinçleri ve üzüntüleri hatırladım. Yaşadığım ülkenin ve şehirin içinden geçtiği dramatik değişikliklerin bizlere neler getirip neler götürdüğünü hatırladım.
Evrenin içinde ve zamanın akışında ne kadar önemsiz olduğumuzu hissettim.
Bu gün iş hayatı diye tartıştığımız tüm meseleler ve kavramlar çok yakın bir gelecekte ister istemez değişecekler, bugünün önemli konuları yarın belki de tamamen unutulacak.
Her şey akıyor, gidiyor ve değişiyor.
Değişmeyen tek şey hepinizin bildiği gibi değişimin kendisi.
Bunu bilmenin bize ne faydası olabilir diye düşünebilirsiniz, ben de düşündüm:
Yaşadığımız hayatın içinde geçmişi unutmadan ama geleceğe yönelik olarak sürekli gelişmek zorundayız. Hiç bir şey yoktan var olmadı, tüm insanlık medeniyeti tıpkı Truva şehirinin katmanları gibi bir eski medeniyetin üstüne inşa edildi.
Her şey geçici, zaferler, başarılar, mevkiler, zenginlikler ve güç, hepsi geçici.
Yunus Emre bunu ne güzel ifade etmiş:
Malda yalan, mülkte yalan, al biraz da sen oyalan.
Müzeden çıkarken kendime o ünlü koçluk sorumuzu sordum:
Ben buradan neyle dönüyorum?
Benim cevabım şu: İçinde olduğun anı en iyi şekilde yaşa, elinden gelen en iyi şeyleri yap ama her şeyin geçici olduğunu unutma, dünya bizden önce de varmış, müze bize bunu anlatıyor, bizden sonra da var olacak. Belki ardımızda bıraktığımız bir şeyler günün birinde geleceğin arkeologları tarafından bulunur.
Siz ne dersiniz?
Son Yazılarım
- İNSANIN ANLAM ARAYIŞI, BİR KİTAP ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE BAKMAK
- BİRŞEY OLMAK VEYA BİRŞEY YAPMAK ÜZERİNE
- ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ ÜZERİNE
- HİROŞİMA’YI DÜŞÜNMEK
- ÖZKAN UĞUR ve ERKİN KORAY
- BİR PİYANİST, BİR EMPRAZARYO VE BİR EFSANE KONSER/ALBÜM
- PERYÖN VE ICF EGE TOPLANTISI
- FİLENİN SULTANLARINA FARKLI BİR BAKIŞ
- ÇALIŞANIN DERDİ ÜZERİNE
- GENERAL PATTON’DAN YAŞAM VE LİDERLİK PRENSİPLERİ
Kategoriler
- Annem (3)
- Deprem (7)
- Eğitim (34)
- Hayat (5)
- İş Hayatı (30)
- Kişisel Düşünceler (174)
- Koçluk (57)
- Koronavirüs (14)
- Liderlik (14)
- Müzik (7)
- Spor (11)
- Takım Oyunu (6)
- Teknoloji (6)
Arşivim
- Ağustos 2023 (6)
- Temmuz 2023 (13)
- Haziran 2023 (5)
- Mayıs 2023 (2)
- Nisan 2023 (5)
- Mart 2023 (7)
- Şubat 2023 (4)
- Ocak 2023 (3)
- Aralık 2022 (4)
- Kasım 2022 (10)
- Eylül 2022 (3)
- Ağustos 2022 (4)
- Temmuz 2022 (6)
- Mayıs 2022 (6)
- Nisan 2022 (4)
- Mart 2022 (4)
- Şubat 2022 (5)
- Ocak 2022 (6)
- Aralık 2021 (6)
- Kasım 2021 (3)
- Ekim 2021 (5)
- Eylül 2021 (8)
- Ağustos 2021 (7)
- Temmuz 2021 (7)
- Haziran 2021 (4)
- Mayıs 2021 (11)
- Nisan 2021 (7)
- Mart 2021 (6)
- Şubat 2021 (6)
- Ocak 2021 (8)
- Aralık 2020 (7)
- Kasım 2020 (4)
- Ekim 2020 (9)
- Eylül 2020 (12)
- Ağustos 2020 (7)
- Temmuz 2020 (10)
- Haziran 2020 (13)
- Mayıs 2020 (6)
- Nisan 2020 (11)
- Mart 2020 (4)
- Şubat 2020 (9)
- Ocak 2020 (6)
- Aralık 2019 (2)
- Kasım 2019 (5)
- Ekim 2019 (15)
- Temmuz 2019 (9)
- Mayıs 2019 (4)
- Nisan 2019 (32)