Fotoğrafta her gün kolumda taşıdığım iki çok farklı saati görüyorsunuz.
Sol taraftaki bir Fitbit, sadece zamanı değil atılan adımları, kalp atış sayısını, uyku süresini de gösteriyor.
Sağ taraftaki Oris marka saat ise sadece zamanı ve haftanın gününü, saatini gösteriyor. Oris erkekler için mekanik saat üreten bir İsviçre markası, çok özgün, bilen bilir, marka olarak popüler değildir, kimse taklidini yapmaz, kimse kolunda görünce seni olduğundan başka bir şey de sanmaz.
Fitbit cep telefonuma entegre olduğu için zaman konusunda hiç şaşmaz.
Oris ise mekanik olduğu için her gün bir dakika geri kalır, önceleri buna kızardım, üç defa ayar yaptırmak için servise götürdüm. Her gün aynı şekilde bir dakika geri kalmaya devam etti.
Gün geldi saatimi olduğu gibi kabul etmem gerektiğini fark ettim. O günden sonra her sabah saatimi önce 1 dakika ileri alıp kurmaya başladım. Onu iyi tanıdığım için saatim bana hep doğru zamanı gösterdi.
Daha sonra her iki saatimi birlikte senkronize kullanmaya başladım, onların güçlü yönlerini birleştirerek çok etkili bir zaman yönetimi yapabildim, bir yandan teknolojinin avantajını kullanırken diğer taraftan gençlik yıllarımın nostaljisi olan mekanik saatten ayrı bir keyif aldım.
Yıllar boyunca çok farklı iş arkadaşlarım oldu, onları her zaman oldukları gibi kabul ederek güzel ve etkili takımlar kurdum, her birinin güçlü yönlerini diğerlerinin eksik yönlerini desteklemek üzere kullandım.
Bu akşam Tuzla’da gün batımı fotoğrafları çekerken yaşamımın ritmini hissettiren iki saat beni geçmişe işte böyle götürdü.
Her insan özgündür, değerlidir, içinde güzellikler vardır, farkı yaratan sizin onun hangi yönünü hangi niyetle gördüğünüzdür. Ünlü Oz Büyücüsü adlı filmin de özü bu öyküdür.
Benim her zaman inandığım ve savunduğum karşılıklı bağımlı ve birlikte güçlü olma kavramı da budur.
Sizin saatiniz size ne söylüyor?