Türkiye çok zor günler yaşıyor, her gün gelişmeleri yakından takip ediyorum, üzülüyorum, endişeleniyorum. Bir arkadaşım nasıl olupta bunca karmaşanın ortasında iyimser yazılar yazabildiğimi sordu.
Yaşadığımız dünya var olduğundan beri içinde olunan zamanın değerlerine ve kültürlerine göre her zaman iyi ve kötü günler geçirdi. Bugün de sürecin kötü bir döneminden geçiyoruz.
İyimser olmam duyarsızlığımdan kaynaklanmıyor. Sadece kötümserlik yerine iyimserliği tercih ediyorum. Çünkü bu tercih bana her zaman iyiye doğru bir şeyler yapılabileceğini hatırlatıyor.
Kendimi korkularıma hapis etmek yerine başkalarına yardım etmeye odaklıyorum, bu bana yaşamak için anlam kazandırıyor. Sürekli çalıştığım için değişik çevrelerden değişik insanlar ile tanışıyorum ve konuşuyorum.
Türkiye’nin değiştiğini, dünyadaki gelişimin istesek de istemesek de bizi içine almaya başladığını görüyorum. Genç insanların bizlerden daha farklı sorular sorduğunu duyuyorum.
Hata diye gördüğümüz şeylerin aslında birer öğrenme fırsatı olduğunu biliyorum. Edison 10 bin defa denediği halde ampulü yapamadığını söyleyenlere şu cevabı vermiş:
Ben 10 bin defa ampulün nasıl yapılamıyacağını öğrendim.
Yangın karşısında yılmadan çalışan, yardım eden ve çare üreten tüm insanlarımızı saygıyla ve sevgiyle kucaklıyorum.